17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü
31 Mayıs 2019

CxdpGPuXEAA32dS.jpg

CT_jzaiXIAAbXlK.jpg


17 KASIM DÜNYA AKCİĞER KANSERİ GÜNÜ

1-30 KASIM AKCİĞER KANSERİ FARKINDALIK AYI

Akciğer kanseri, akciğer hücrelerinin normal olmayan ve kontrol edilemeyen çoğalması sonucu akciğer içinde tümör oluşturmasıdır. 20. yüzyılın başlarına kadar nadir görülen bir hastalık olan akciğer kanseri sigara içme alışkanlığındaki artışa paralel olarak dünyada en sık görülen kanser türü haline gelmiştir. Konunun önemli olması nedeniyle toplumun dikkatini hastalığa çekmek amacıyla Dünya genelinde Kasım ayı ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak seçilmiştir.

Akciğer Kanserinin Riskini Artıran Faktörler

Akciğer kanseri gelişiminde en önemli faktör tütün ürünlerinin (sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara)  kullanımıdır. Sigara tek başına akciğer kanserlerinin %90’ından fazlasında sorum ajandır. Günde içilen sigara miktarı ve içilen yıl sayısı ne kadar fazla ise, sigaraya başlama yaşı ne kadar küçük ise risk o kadar fazladır. Kendisi içmediği halde başkasının sigara dumanına maruz kalanlarda da (pasif içicilik) risk artmaktadır. Tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir. Kadınlarda ise artan sigara kullanım oranlarına bağlı olarak akciğer kanseri sıklığı artacaktır. Erkeklerde tütün ve tütün ürünlerine bağlı kanser vaka sayısı 27.718 olarak tahmin edilmektedir

Az bilinen diğer risk faktörleri de akciğer kanseri gelişimi bakımından önem taşımaktadır. Çevresel (ak toprak) veya mesleki (fren balataları tamiri, izolasyon, gemi inşaatı gibi) asbest maruziyeti, uranyum, radon, arsenik, berilyum maruziyetleri, radyasyon, kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH), kronik bronşit, amfizem, tüberküloz (verem) gibi hastalıklar veya vücudumuzdaki diğer organ kanserlerinin varlığı akciğer kanseri riskini artırmaktadır.

Akciğer kanseri genel olarak yaşlılık hastalığıdır, yaş arttıkça risk yükselir. Ancak hastaların yaklaşık %30’u 50 yaşından genç hastalardır.

Hastalık Nasıl Belirtiler Verir?

Akciğer kanserine erken tanı koyulabilmesi ve hayat kurtaran tedavilerin alınabilmesi için hastalığa ait semptom ve bulguların iyi bilinmesi gerekir. Bazen hastalığa ait bir bulgu yok iken başka nedenlerle çekilen grafilerde tespit edilebilir. Hastalığa ait belirtiler; akciğer kanserinin kendisine, uzak organlara yayılımına veya kanser hücreleri tarafından salgılanan hormon benzeri bazı maddelere bağlı olabilir.

Sık görülen belirtiler:

• Uzun süre devam eden sıklığı ve şekli değişen öksürük

• Kanlı balgam

• Nefes darlığı

• Ses kısıklığı

• Hırıltılı solunum

• Yutma güçlüğü

• Kilo kaybı, iştahsızlık veya halsizlik

• Sebebi açıklanamayan ateş

• Tekrarlayan bronşit ve akciğer enfeksiyonları

• Göğüs, omuz, kol ve sırt ağrısı

• Yüzde ve boyunda şişlik

• Kemik ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, sarılık gibi bulguların bir ya da birçoğu bir arada olabilir. 

Kaç tip akciğer kanseri vardır?

Akciğer kanseri genel olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Bu ayrımda uygulanacak tedavi yaklaşımları ve hastalığın davranış paterni önem taşır. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, akciğer kanserlerinin yüzde 80-85 gibi büyük bir oranını oluşturuyor. Küçük hücreli akciğer kanseri ise %15 oranında tespit ediliyor.

Tanı Konulması İçin Neler Yapılması Gerekir?

Hastanın doktoru tarafından belirtileri değerlendirilerek fizik muayenesi yapılır ve bir dizi inceleme yapılır. Bu incelemeler; tümörün varlığı, yerleşim yeri, komşu organlarla ilişkisi, yaygınlığı, tipi operasyonlara uygunluğunu değerlendirmek için yapılır.

Tanı için yapılacak işlemler:

Akciğer Grafisi, Bilgisayarlı Akciğer Tomografisi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET, PET-CT), Sintigrafik Yöntemler Balgam Sitolojisi,Byopsi,Bronkoskopi,Mediastinoskopiden bir veya birkaç tanesi olmaktadır.

Kanser tanısı konduktan hastalığın yaygınlığı yani hangi aşamada olduğu, bir başka deyişle evresi saptanmalıdır. Bu evreleme, uygulanacak tedavi yöntemlerine ve sıralamasına karar vermede gereklidir. Akciğer kanseri 4 ana evrede olabilir

Akciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavide en önemli faktörler hastalığın patolojik tipi, hastalığın evresi ve hastanın performans durumudur. Akciğer kanserinin tipi ve evresine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi seçeneklerinin bazıları ya da hepsi hastanın ve hastalığın özelliklerine göre farklı sıralamalarla uygulanabilir. Tedavide hastanın kendi isteklerini de gözetilerek bu konuda uzmanlaşmış çok sayıda doktorun ortak çalışması ve hasta için en doğru tedavinin ortak kararla belirlenmesi büyük önem taşır.

Akciğer kanseri tanısı konan tüm hastaların ancak yüzde 15’i 5 yıl üzerinde yaşayabiliyor. Son evrede beş yıl üzerinde yaşama şansı % 1 düzeyine kadar iniyor. Bu düşük sağ kalım oranlarının en önemli nedeni ise hastalığa ait bulguların hastalar tarafından önemsenmemesi ve akciğerin yapısal özelliğine bağlı olarak tanının ileri evrelerde konulabilmesi. Hastaların büyük çoğunluğuna (%75’inde) hastalık ileri evrede iken tanı konabiliyor. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte akciğer kanseri hastalarına umut olabilecek gelişmeler yaşanıyor. Tedavideki kaydedilen bu gelişmeler hastalığın diyabet, hipertansiyon gibi kronik bir hastalık haline dönüşmesine, hastanın bu hastalıkla birlikte yaşamasına olanak sağlayabiliyor. Ancak başarılı sonuçlar için hastalığın erken dönemde tespit edilmesi çok büyük önem taşımaktadır.

“SİGARAYI BIRAK, YARINLARINA SAĞLIK KAT''